4 Mart 2009 Çarşamba

ANILARDA KALAN BAYRAMLAR

Hoşgörü...Sadece hoşgörü...ve anlayışın gölgesinde bütünleşmek...Belki de budur bayramın güzelliği..Eskilerde oruç bitiminde oruçlunun hakkıydı Ramazan Bayramı...Şimdi ise Şeker Bayramı olarak da anılıyor...Hani kurbana et bayramı derdik ya çocukken...Ramazanın da adı şeker bayramı oldu çıktı...Yıllar aldı bizi nerelere getirdi..Geceleri annem ve babamın sinide yiyip içtiklerini gördüğümüzde ne yemişler diye bakardık...Uyur uyanık yatarken çocukluğumun sıcacık babaocağında...Annemin okuduğu Kuran sesi sanki hala kulaklarımda...Sonraları biz de büyüdük..Sahura kalkmak istiyoruz diye diye...annemin bizi kaldırması...Biz kadınların(!) sahur sofrasını hazırlaması...Davulcunun bugünkü gibi kamyonetin arkasından jet hızıyla geçmeyip maniler okuduğu geceler...Sahur sofrasında uyur uyanık, ne yediğini bilmeden yatmadan önce kızaran ve sofra bezine sarılıp buğusuyla yumuşayan sigara böreğinin tadı hala damağımda...Babam..sevgili babam-nur içinde yatsın-, ille hoşaf isterdi..Annem onun için kaysı hoşafı yapardı...Yenilenleri kaldırıp onlar abdest alırken baktığımız, seccadenin ucunda onlarla namaz kılmaya çalışmamız daha dün gibi..Televizyon yoktu ya o yıllar radyodan kabedeki ezanı dinlerdik....Ramazan bayramında siz oruç tuttunuz diye ayrıca özel bir hediye alırdı annemler ve karınca kararınca mutlaka yeni bir şey almaya çalışırlardı bir maaş, dört çocuk ve kira evine rağmen...Bayram sabahından önce haydi arife suyuna deyip annemin saçlarımızın dibini kazırcasına yıkayışı, sabun kokan çamaşırları giymemiz...Sabahı heyecanla bekleyişimiz..Odamızdaki divanın üstüne bayramlıklarımızı dizişimiz...ve babamın sabah,gece bayramlıklarınızı alıp götürmüşler diye bizi öpüp uyandırması...Abim ve babam namaza gidince hemen yatakları toplayıp kahvaltıyı hazırlamamız ve mutlaka o annemin özel böreğinin olduğu bayram kahvaltısını hazırlamamız...Cami kalabalıksa diye koltuğunun altına gazete alıp seccadesini ona seren babamın, camiden gelirken mutlaka sıcak bir ekmek almasını hiç unutmuyorum..En küçücüğümüz bile kahvaltı sofrasındaydı bayram sabahı...ve içimizde bir heyecan..Hadi artık derdik..bitsin bu kahvaltı da bayramlaşmaya geçelim...ve sofrayı kaldırır kaldırmaz salonda toplanırdık...Annem, babamın elini öper onun yanındaki koltuğa otururdu..abim de onların elini öpüp yanlarına..Elinin içinde sıkı sıkı tuttuğu harçlığı vardı..ve ben hepsinin elini öpüp harçlığımı aldığımda büyük bir gururla koltuktaki yerimi alırdım..çünkü ikiz kardeşlerim de benim elimi öpecekti..Ah...yıllar..nerelere savurdun bizi..Şimdi biz anne olduk..baba olduk..ve bayramlarda birbirimize hasret olduk...Serap olmasın bayramlarımız...Anılarında güzellikler yaşatalım çocuklarımıza...ve geriye dönüp baktıklarında sevgi ile ansınlar bayramları..

Serap ÖZALTUN
1.11.2005

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder