4 Mart 2009 Çarşamba

SEN GELMEDİN

Karardı evren ve yok oldu gün ışığı... Dönüp de gitmek ve bir an kalmak isterdim o durakta....ama yok...gidemem ki... Biliyor musun...insan sözüyle bilinirmiş... Sen benim sözünün eri insanımdın, ne oldu sana, bilemedim...Bir düşte mi yaşadım, yoksa yaşamadım mı...Gençliğimin en güzel günlerinde düşler denizinde savrulurken yüreklerimiz, ne çok severdik gelecekle ilgili günleri konuşmayı. Sen, ders aralarında bana gülümserken ben sana çay pişirirdim düşümde... Anlatılan ders kim içindi, hiç dinlemedim ki...Okul bittiğinde hiç ama hiç ayrılmama sözü vermiştik birbirimize de...Bu uğurda sımsıkı sarılmıştık birbirimize...Aynı yerde işe girdiğimiz o gün, bana dünyanın bütün çiçekleri derlenmişti sanki..Hayat...ne güzeldin...Sevmek, ne güzeldin..Bu tatlı sarhoşluğun adı mutluluk muydu...Gelinliğimle sana doğru ilerlerken ellerimdeki çiçeklerin yaprakları hiç dökülmesin istemiştim...Ne güzel kokuyorlardı...Tenin gibi...Her sabah seninle aynı çayın buğusunu paylaşmak, akşam yemeğinde seninle günün yorgunluğunu dindirmek...Buydu hayat benim için...Parasızlık hiçti, bulunurdu...Derdim parayla olmadı hiçbir zaman...Giden yıllar, giderken neyi sürüklediler ardından...bilemedim.Gözlerinin içinde kendimi bulduğum o günleri nerede bıraktım... Hatırladığım...sadece geç kaldığın geceler, sabah uyuyup benimle kalkmadığın o sabahlar...ve o kara gün...Senin en sevdiğin yemeği yapmak için alışverişe çıktığım gün durakta seni yıllar önceki pırıltıyla, o güzelim bakışlarla gördüğüm an...Keşke bana bakarken de gülseydi gözlerin, ama...baktığın, ben değildim... Gidişin habersiz oldu...Bunca sevginin ardından bir vedayı çok görürcesine.. Sanki hala bekler soframda o yemek, yüzümde gözlerinin izini bekler gözüm sanki...ama...ama sen gelmedin.

Serap ÖZALTUN
25.2.2005

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder