4 Mart 2009 Çarşamba

SEN TAŞ OLMAYASIN

Böyle mi olacaktı, bunu da mı diyecektim? Hayatın insanı savurup bir tarafa attığına mı yanayım, omzumdaki yüklerin ağırlığına mı kızayım, yüreğimin sızısına mı bilemedim. Durup da düşünüyorum gidenleri, Ahmet Haşim'in Merdiveninin neresindeyim diye düşünüyorum. Çok mu düşünüyorum, hayır...Sorguladığım kendi yaşamım...Durup durup seni düşünüyorum, demiş ya şair, ben de durmadan, hiç durmadan seni düşünüyorum ve ciğerparem büküp de kalakalıyorum hayalinin huzurunda. Seni tanıdığım güne lanet ediyorum, diyenlere hayret ediyorum. Nasıl dili varır ki insanın sevdiğine bu sözleri demeye. Oysa ben …ben neler söylemek, neler yaşamak isterdim seninle…ve yok gülüm, yok…Bunlar hep düşler denizinde saklı…Seni, ellerimin içine hapsettim… Seni gözlerimin içine hapsettim…ve seni yüreğime sakladım…Nasılsın, nicesin şimdi… Seni, dağlara emanet ettim, seni yollara emanet ettim…Beni unutursun demedi hiç yüreğim, hiç demedi. Bildi ki yüreğim, silinmez bu sevda…Anladı ki gönlüm, unutulmaz bu sevda… Sevda bir coşkun nehir, kapılan çıkamaz kıyıya…Çıktığında…zaten sevdası bitmiştir. Yürek, yazmışsa sevilenin adını…mümkün mü unutmak…Git desen gidilmez, gel desen gelinmez bir dönemeçte kalakaldım. Gözlerimi seviyorum seni gördü diye, kulaklarımı seviyorum sesini duyurabildi diye, ayaklarımı seviyorum sana getirdi beni diye, ellerimi seviyorum sıcaklığını hissedebildi diye… Sen canım, bilirsin ki asırlardan beri sevda pınarında yıkanmamış yüreklerin taştan farkı yoktur. Sen beni unut istersen, sen beni sil yüreğinden istersen ama…sen taş olmayasın aşkım, sen taş olmayasın.

Serap ÖZALTUN
19.2.2005

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder