4 Mart 2009 Çarşamba

UZAKTA KALANLAR

Ben köy kızı değilim...Köyü resimlerde gördüm çocukken ya da yolculuklarda yol boylarından görebildiğimce... Ne zaman ki evlendim, ayağım köy toprağına değdi...O zaman anladım köyün dumanlı havasının tadını... Eşimin memleketine (Anamur- Güneybahşiş) gittiğimizde köyü terk edeli çok olduğunu söyledi..Ben ısrar ettim..adeta tırmandık köy yolunu...Aslında ilerlerde bir yerlerde araba yolu da varmış ama, o an işte şurası benim doğduğum ev, dediğinde...hemen varıvermek istedim o eve...Ter içinde yukarı çıktığımda gördüğüm manzara öyle güzeldi ve güzel olduğu kadar da hüzün vericiydi ki...Tabiatın ortasında, cennet misali bir güzellik gel hele hoş geldin, der gibiydi...ama o viran evin kapısını -gıcırdayan kapısını- açtığımızdaki terkedilmişlik, yaşanmışlıklardan izler,elimizde olmadan hepimizin gözlerini yaşarttı. Şurada ben yatardım, şurada mum ışığında oturur çalışırdım derken bulutlanan gözler saklayamamıştı özlemi....Silinip giden,gözyaşları oldu; anılar kaldı yüreklerde...Oradan ayrılırken düşler kurmuştuk, gene gelelim diye...olmadı..Yirmi yıla yaklaştı, bir daha bu derece yakın olamadık o eve ama köyün başka evlerine uğradık arabayla geçerken...Güler yüzlü, misafirperver yörüklerin ayranlarını içtik, aşlarına ortak olduk...Bu güzellikleri unutmadan yaşamalıyız yerimizde, yurdumuzda...Sağlıcakla kalınız.


Serap ÖZALTUN
7.3.2005

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder