4 Mart 2009 Çarşamba

İNSANA DAİR

Bir ışık...Yaşamak için bir ışık,hissetmek için bir ışık,var olduğunu anlamak için bir ışık gerek... Bu ışığı ararız bazen, ne aradığımızı bilmeden. Boş mudur yaşamımız? Hayır,ancak eksiktir.Hele ki mevsim güzse, esmişse rüzgar serin serin, yürekler gelmişle geçmişin hesabını yapmaya ve sorgulamaya başlamışsa yaşamı didik didik etmeye başlar insan. Ve bakar ki bir yerlerde bir şeyler var. Haykırmakta,ben de varım,demekte. Ne midir? Yaşanmamış tutkular, hep daha sonra diye geriye bırakılan arzular...Ve belki de hiç yaşanmayacak olanlar. Bunlarla yaşamak...Evet, zor belki ama gerçek bu. Neyi mi anlatmaya çalışıyorum? Özde insanı, insanın çaresizliğini, insanın kendine sunulmuş bir armağan olan yaşamı ne denli yaşadığını, aradığı ışığı bulunca ne yapacağını, o ışığın ardından gidecek ceareti olup olmadığını... Yaşam,yaşamakla yükümlü olduğumuz zaman...Kendimiz için yaşadığımızı sanıp kendimizi aldattığımız bir süreç...Ne yapmalı? Ne yapmalı da güzün serin rüzgarında baharı yaşamalı? Sanırım, önce karanlıkta olup olmadığımızı sorgulamalıyız, sonra... sonra ışığı aramalı ya da -bulabilirsek- o ışığın ardına düşmeli...Çünkü hazan gecelerin gölgesi olmaz.



Serap ÖZALTUN
28.12.2004

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder